image

CEMEL ALİ DEDE CAMİİ VE TÜRBESİ

Cemel Ali Dede, Mevlana’nın yakınlarından ve Lalası olup Mevlana’yı sırtında taşıdığı için Cemel “deve” lakabını almıştır..

Cemel Ali Dede, Hz. Mevlâna’nın muasırıdır.  Maveraünnehirli’dir Mevlâna’nın lalasıdır. Rivayetlere göre Hazreti Mevlâna’ya karşı derin bir saygı ve sevgisi vardır. Bundan dolayı Mevlâna’yı çocukluğunda sırtında taşır, deve taklidi yaparmış. Bunun için kendisi “Deve” anlamına gelen “Cemel” adı ile şöhret bulmuş. Türbesi, Fidanlık durağından Meram Yeni Yola paralel ve Dere Yolu üzerinde; Turut Mevkii’ndedir. Türbe altı taş, üstü tuğla ile yapılmıştır. Türbeye bitişik mescit vardır. Cenazeliğe arka sokaktaki kapıdan girilmektedir. Türbedeki yedi sandukadan birisi Cemel Ali Dede’ye, diğerlerinin ise zaviyede şeyhlik yapmış zatlara ait olduğu tahmin edilmektedir. Aynı yerde bulunan sıbyan mektebi, günümüze kadar gelememiştir. Şeyh Turut Selçuklu dönemi ileri gelen zatlarından birisi olup, zaviyenin şeyhliğinde bulunmuş ve bu sebeple bölge onun adıyla anılmıştır. Mescit ve mektep, Cemel Ali Dede tarafından inşa edilmiştir. İbrahim Hakkı Konyalı, Mevlâna’nın mektuplarında adı geçen Hoca Ali’nin, Cemel Ali olduğunu, tahmin ettiğini söyler. Mevlâna’nın Meram’da sık sık geziye çıktığı bölgelerden birisi olan bu yöredeki mescit ve türbe, yakın bir zamanda aslına uygun şekilde restore edilmiş, bahçesi de düzene sokulmuştur. Şimdi önünde bir de tatlı su çeşmesi vardır. Şehir ırmağı da bahçesinin içerisinden geçer. Mescit ve türbenin doğusunda Yaka Yoluna ve Fidanlık durağına kadar uzanan geniş bir alan, Dede Bağı olarak anılmış, sonradan bu araziler özel mülkiyete intikal etmiştir. Son zamanlarda da Dede Bağı’nın ortasından, Yeni Meram Yolu ile Dere Yolu arasında bir sokak açılmıştır. Sultanü’l Ulema ile Konya’ya gelen Cemel Ali Dede, 659/1261 yıllarında vefat etmiştir. Külliyenin batısında bir değirmen külliyenin vakıfarı arasındadır. Yine külliyenin batı bitişiğinde zaviyedarların oturduğu sonradan yapılan bir de küçük köşk vardır. Her ikisi de günümüze gelememiştir. Zaviyenin, 1886-1887 yıllarında zaviyedarı, Hasan Ziya Dede’dir. Osmanlı’nın son dönemlerine kadar mes¬cit ve zaviyenin çevresinde, bakkal, kasap ve kahvehaneler vardır. Eskiden bölge daha mamur durumdadır. Turut ve çevresi tarihi konaklarla doludur. Bunlardan bir tanesi son zamanlarda belediye tarafından restore edilmiştir.

Bizi Arayın
Whatsap tan Yazın
Kalkış Saatleri ve Yeri
Otobüsüm Nerede